30 Kasım 2009 Pazartesi

O Şimdi...

Herkes onu Licester City'de tanıdı ama Chelsea'nın ürünü olan Kıbrıs'lı bir Türk'tü. Aynı Colin Kazım Richards gibi. yıllarca İngilterede top koşturduktan sonra Birmingham'da futbolu bırakmış kendisi. Kardeşide onun gibi topçu, kariyerine o da İngiltere'de devam ediyor. Colchester'da forma giymektedir kardeşi. Tugay gibi yurtdışında ülkemizi başarıyla temsil eden ender sporculardan birisidir Muzzy İzzet. İngiltere olarak o kadar benimsenmiş bir oyuncuyduki Türk Milli Takım'ını seçtiği için bir kaç maç ıslıklanmıştır rakip taraftarlar tarafından. Ama onun kıymetini bilemedik ve Ersun Yanal döneminde Milli Takım kariyeri sona erdi. En çok şaşırdığım Licester'da bronz bir heykeli bulunuyormuş Muzzy'in... Hala da Licester'da yaşamaya devam ediyormuş.

Mikel&Arfa&Busquets




Devamı da varmış.Futbolla sanatın saha dışında birleşmesi

Davide Santon


Foot Locker'dan güzel bir poster.

Mücadele

"The Damned United" filminden bir kesit

Lanterna Derbisi

29 Kasım 2009 Pazar

Adamsın İniesta!




El Classico bahane İniesta şahane.İspanya'da olsam idmanlarına bile giderim bu adamı izlemek için.Bir formasını bulsam,pembe falan demeyip alıcam ama yok işte.

28 Kasım 2009 Cumartesi

Beterin Beteri


Yine geçen senenin tekrarını yaşıyoruz bir nevi.2 senedir derbiye kadar taş gibi futbol oynuyoruz.Derbide tokatlanıp başlıyoruz çoküşe.Geçen sene Fener kaybedince bizde kaybediyorduk.Bu sene onlarda başladı aynı şeye.

Lig iyice karıştı yarın Beşiktaş ve Kayseri galip gelirse yeniden başlıyor diyebiliriz bu sezon için.Ama Beşiktaş çok moralli geliyor.Fenerbahçe ve Galatasaray bu moral bozukluğuyla devreye kadar puan kaybederler bence daha.

Bugün akşamki Fenerbahçe-Kasımpaşa maçına gelirsek tam bir hezimet var sahada oynanan futbol adına.Bizim Bursaspor karşısındaki halimizden bile daha vahimdi halleri.Çok değil azcık daha şansları olsa hakkatten Daum'u sepetlemişti Yılmaz hoca.Attığından daha fazlasını kaçırdı Kasımpaşa.Daha ilk dakikada Volkan'ın yaptığı hata evlere şenlik.Ama gördük ki bu hatayla hiçbir alakası yok gelen Kasımpaşa mağlubiyetinin.Erken de cevap verdi Güiza'yla Fenerbahçe ama Kasımpaşa iyi oyunla yine oyunun hakimi olmayı başardı ve skoru çok rahat 3-1 yaptı.Kısacası helal olsun Kasımpaşa'ya.Büyüklere futbol dersi veriyorlar resmen.

O an(Arshavin)


Canla-"baş"la

27 Kasım 2009 Cuma

Kansızlar !!!

Leo Franco, Gökhan Zan, Hakan Balta, Sabri Sarıoğlu, Mehmet Topal, Barış Özbek

2. Ligden bu adamlardan daha iyileri bulunabilir.
Bursaspor 1 - 0 Galatasaray
Bursaspor'a tebrikler...

Çıkan:Rijkaard--Giren:Neeskens


Rijkaard'ın eşi Hollanda'da ciddi bir rahatsızlık geçirmiş ve bunun üzerine izin alarak ülkesine gitmiş Hollandalı teknik adam.Bu akşam ki Bursa maçında takımın başında Neeskens var.Bakalım 2. adam 1. adamdan büyük mü?2 sene önce de Kalli rahatsızlanıp çıkamamıştı galiba bir maça yanılmıyorsam Ankaraspor maçıydı.O zamanda Ahmet Akçan takımın başındaydı.

26 Kasım 2009 Perşembe

Jan Derks'ten İnciler


Galatasaray'ın Futbol Akademisinin başına getirdiği isim:Evert Jan Derks.Hollanda futboluna kazandırdığı isimlerle meşhur kendisi.GS TV'ye verdiği röportajdan bir kaç sözü şöyle:

-Florya’nın kapısından içeri girdiğinizde futbolun kokusunu alabiliyorsunuz. Burada tüm çalışanlar futbolla yakından ilgili; bunu bilmek çok güzel.

-Farkındaysanız 2. kez ‘’aile’’ kavramını cümle içinde kullanıyorsunuz Galatasaray ile ilgili ve ben de bunu net bir şekilde burada hissettim. Burada herkesin gözlerine baktığımızda birinin sarı diğerinin kırmızı olduğunu görüyoruz.

-Çok ünlü oyuncuları çalıştırdım ama o dönemde henüz 13-14 yaşlarındaydılar ve ünlü değildiler. Birçok ünlü isim var; mesela Hollanda’da Marc Overmars, Cocu. 14 Yaş Altı Milli Takım’da Kluivert, Zenden, Seedorf ile çalıştım. Çok mutluyum çünkü böylesine yetenekli oyuncularla U-14, U-16, U-18 takımlarında birlikte görev yaptım. Ayrıca Stam, Reiziger, V.Brockhorst gibi isimlerle de 21 yaş altında birlikteydik.

25 Kasım 2009 Çarşamba

Maskeli De Rossi


Elmacık kemiği kırıldı futuro capitano'nun.Şimdilik bu maskeyle idmanlara devam ediyor.Geçmiş olsun kaptancık.

26-İlhan Mansız


Türkiye'de 26 yı akıllara kazayan bir isim kendisi.Akşam ki ManU maçı öncesi Beşiktaş'tan yapıyım istedim 26 serisini.İl- han Man-sız laylalalaylalalalay...Maçta da 4 yer gelir Beşiktaş.Bakaım abdala malum olurmu=)

24 Kasım 2009 Salı

Cadı Kazanı


Bugün oynanacak maçlarla Şampiyonlar ligi heyecanı kaldığı yerden devam edicek.G veH gruplarında  Sevilla ve Arsenal bileti aldı gibi.Ancak 2.lik ve Uefa Avrupa ligi mücdadelesi çok çetin olacak.E ve F grubu ise uzun zamandan beri göremediğimiz cinsten.Adı şampiyonlar ligi takımına çıkan Liverpool'un bu durumda olması çok enteresan.Bu akşam Fiorentina-Lyon maçı berabere biterse Şampiyonlar ligi bitiyor Liverpool için.F grubu ise çok bilinmeyenli denklem.Aşağıdaki denklemlerden siz bulun bilinmeyeni kolaysa:

-Messi,İbra oynayacakmı
-Barça'da akıllar El Classico'da olurmu
-Liginde şampiyon olan Rubin Kazan,son maçta Shakhtar'ı 3-0 geçen Kievi devirirmi
-Kazan-Kiev maçının erken olması Barcelona'nın İnter maçına bakış açısını etkilermi

Ben bir iddaa kuponu hazırlayayım derken aklıma bu sorular geldi çıkamadım işin içerisinden.Kim bilir teknik adamlar ne cinlikler düşünüyodur şu anlarda.Güzel ve heyecanlı bir şampiyonlar ligi gecesi bekliyor bizi.

23 Kasım 2009 Pazartesi

Yok Almayalım


Dün bize ikram edilen liderliğe aynen bu cevabı verdik.Çok fazla şey yazmayacağım.Uzun bir aradan sonra Sami Yen'e gittim.Acayip özlemişim.2 saat erken girip boş koltuklara öyle hayran hayran baktım.O anlar çok daha keyifliydi maçtan.Televizyon başındakileri düşünemiyorum maçı izlerken.Gayet sıkıcı ve uyku getiren bir futbol vardı sahada.Sonunda bizimkiler de daha fazla uyanık kalamadı ve Manisa beraberlik golünü atıp 1 puan koparttı bizden.Bu takımın böyle top oynaması şaşırtmıyor artık beni.Bireysel yeteneklerin canı cehenneme ben İliç'i Tomas'ı Mondragon'u hatta Gerets'i istiyorum takımımda.O ruhu geri istiyorum.90 dakikanın 30 dakikasında kendi sahasında Leo Franco'yla paslaşan oyuncuları değil...

19 Kasım 2009 Perşembe

Eller Günahkar...

Ribery,Benzema,Henry,Mexes bunlar tabii ki Dünya Kupası'nda olmalı.Ama bu şekilde değil.Henry futbolcudur topu elle oynar,hakemde bunu görmez.Peki akla gelen ilk isim kim olur bu durumda.Konuya fransız olmayan herkes bilir o ismi.Güney Afrika'da Fransa maçlarında protokol tribününde her gördüğümde onu aklıma bu komplo teorisi gelecek maalesef.Adı lazım değil baş harfi Platini...

O an(...)

İlginç Bir Hafta


Basketbolda derbi zaferiyle her şey güzel başlamıştı halbuki.Gel gelelim ardından öyle bir skandal patladı ki Galatasaray da Fener galibiyetinin bile önüne geçti.Lise takımlarının yapmayacağı türden bir işe girişmiş basketbol şubesinden sorumlu kişiler.Takımın süperstarı olsa böyle bir şey yapılmaz.Sonuçta Galatasaray Spor Kulübünden bahsediyoruz.Ama bunun ne demek olduğunu tam anlayamamış bazı amatörler -ki görevlerine derhal son verildi.- Cemal Nalga için böyle bir riske giriyorlar.Daha doğrusu Galatasaray'ı riske ediyorlar.Aklım mantığım almıyor açıkçası olanları.Adnan Polat en doğrusunu yapıp bu kişileri camidan uzaklaştırdı ve kamuoyundan özür diledi.Galatasaraylılık duruşundan ödün vermemek adına.Ama kendi içimizde kendimize verdiğimiz bu ceza federasyonun uygulayacağı yaptırımları ne derece etkiler yada etkiler mi bilemem.Şu an Galatasaray basketbol şubesi ligden ihraç edilse çok az kişi ağzını açabilir herhalde.Umarım bu denli büyük bir cezayla karşılaşmayız.Yoksa ortaya doğacak maddi hasar belki zamanla giderilebilir(Sponsorluklar,yabancı oyuncuların takımdan ayrılması vs.)ama manevi hasarı,Galatasaray'ın adının böyle bir olayla yan yana yazılmasının ortaya getireceği itibar kaybı kolay kolay geri gelmez.Yıllardır basketbolda destan yazmış Galatasaray bir kaç kendini bilmez yüzünden şikeci Galatasaray diye yer almamalı.

17 Kasım 2009 Salı

Biraz Nostalji

Sabri golü atar, tüm Türkiye gooll diye bağırır ve Galatasaray tur atlar. Sabri'nin bu kadar insanı tek bir çatıda birleştirebileceği aklıma gelmezdi herhalde :)

Drogba Görünümlü Hamsik


Slovakya Dünya Kupasına gitmeye hak kazandı ve bunda baş mimarlardan biride Napoli'nin yıldızı Marek Hamsik.Turnuvanın Güney Afrika'da olacak olması sebebiyle yukarıdaki gibi bir fotoğraf hazırlanmış herhalde.Hazırlanmış diyorum çünkü büyük ihtimal fotomontaj.Ama az biraz Alex'e bayağı bir de Drogba'ya benzemiş.Güney Afrikalı imajı oturmuş yani üzerine.Belki kendisi de beğenir ve uygular bu stili.Zaten yeterince enteresan saç stilleriyle karşımıza çıkıyor Hamsik.

Bonus Nonda

15 Kasım 2009 Pazar

Galatasaray 74-72 Fenerbahce


Beko basketbol liginde derbiler haftasinda Galatasaray CC Fenerbahce Ulker`i 2 uzatmaya giden macta 74-72 yenmeyi basardi.Sakarya`ya donmek zorunda oldugum icin salona gidemedigim gibi maci da tv den izleyemeyecektim ki oda ma girip laptopumu actigimda macin uzatmaya gittigini gordum.Uzatmalar baslamadan once cikan olaylar yuzunden oyun epey bir sogudu.Sonrasinda ise inanilmaz 2 uzatma.Haftalardir kucuk erkek ve kucuk bayan macina ciktigimdan bu 2 uzatma bana basketbol orgazmi yasatti.Sonuc olarak voleybol ve futbolda alinan maglubiyetlerden sonra guzel bir Fenerbahce galibiyeti yasadik bu aksam.Birileri simdi cikip cikan olaylara baglayacaktir bu sonucu ama inanin hic alakasi yoktu.Olaylardan sonra oynanan 2 uzatmadada 2 takim da tas gibi basketbol oynadi.Fenerbahce`nin son saniye 3 lugu girse tam terside olabilirdi hatta. Bakalim kac mac ceza alicaz.Muhtemelen Efes-Fener final serisindeki olaylarla ayni muameleyi gorur.Oyle de olmali zaten.

14 Kasım 2009 Cumartesi

Cevat Hoca'ya Göre;


Arda:Yönetimin aldığı bir karar. Arda’nın yükü arttı. Galatasaray’ı temsil hakkı Arda’ya verildi, ek bir yük, ek bir sorumluluk aldı. Diyarbakır maçındaki golden sonra patladı. İnanılmaz baskı yemiş. Biz Arda’yı gülen yüzü ile görüyorduk. Arda becerikli, bu durumu kaldırır. Galatasaray’ın Arda’ya ihtiyacı var, kaptanlığına değil. Arda açısından iyi olmadı...

Lincoln:Takımın bir oyun karakteri var. Transfer ettiğiniz oyuncu oyun karakterine uyuyor mu? Galatasaray 15 yıldır aynı oyun karakteri ile oynadı. Lincoln, sonra Elano ile bu değişmeye başladı. Galatasaray tribünleri 15 yıldır, rakibi ezen üzerine giden takım istiyor. O yüzden Lincoln, Elano gibi oyuncuları istemez. Hem koşacak hem estetik olacak, taraftarlar bu tip oyuncuları ister...

Elano:Yetenekli oyuncu. Yetenekli olmak yetmez, istek hırs lazım. Takımı benimsemek lazım...

Rijkaard:Türkiye’yi yeni tanıyor. Ama biraz çabuk tanımalı...

Skibbe:Skibbe ile Galatasaray’ın buluşması kötü bir zamanlamaydı, ağırlığı kaldıramadı. Dürüst bir insandı. İyi insan olmak Galatasaray’da hoca olmaya yetmiyor... Skibbe geldiğinde Galatasaray şampiyon olmuş, 8 oyuncu Avrupa’da 3. olan milli takımda yer almıştı. Skibbe’nin yaşadıklarını geçen seneyi çifte kupalı bitiren Beşiktaş yaşıyor...

Feldkamp: Kurnaz, işini iyi bilen bir adamdı...

Linderoth:Bence Linderoth çok faydalı olacaktı ama bir türlü düzelmedi. İnanılmaz bir profesyoneldi. Çok şanssızdı.

Servet-Gökhan:Topu oyuna sokma becerileri olsa daha iyi olurdu. Hücum oyuncularının defansa katkısı yok, onların da hücuma. Hücuma katkı yapabilseler daha iyi olurdu...

Sabri:Ben Sabri’yi 7 yıldır çok beğenen biriyim. Milli takımda, Avrupa’da her takımda oynar. Bence Avrupa’ya gidecek 2-3 oyuncudan birisi. Olgunluk çağına girdi, bundan sonra performansı artacak...

Aydın:Allah ona çok özel bir yetenek vermiş. Patlayıcı sürati çok iyi. İlk 30 metrede kimse yanına yaklaşamaz. Ama üst düzeyde oynamak için süreklilik olması gerekiyor.

İyi Ki Doğdun "Pap"



Ricardo'nun doğum günü pastaları.Tüm alessio26 takipçilerine ikramımızdır:)

12 Kasım 2009 Perşembe

Sinema'da El Clasico Keyfi

Yakında oynanacak Barça-Real maçı öncesi maçın sinema salonunda gösterme kararı alınmış İspanya'da. Gerçekten süper bir ticari fikir ilk duyduğumda bi aklımdan geçirdim. Perde, ses sistemleri gerçekten insanın tüğleri diken diken olur bi de 3D gözlük verdilermi olay tamamdır perdeye mısır atmaya başlarlar gerçek sanıp. Tabi böyle bir şey söylendiği zaman akıllara ilk gelen düşünce acaba bu Galatasaray-Fenerbahçe maçları için olurmu diye... Sizce ?

Ankaragücü Olmak


100. yılına sansasyonel bir giriş yaparal Vassell'i kadrosuna katmışlardı ve yıllardır gidip gelen Hikmet Karaman ile bu sezona başladılar ama şu günlerde herşey ters gidiyor başkent ekibinde. İlk önce Ankaraspor ile bağlantıları yüzünden baya bi ortalık karıştı sonra Bebbe kaldığı otelden kovuldu haberi çıktı bir kaç gün sonra ise Hikmet Karaman ile yollarını ayırdılar. Galatasaray karşısında alınan galibiyet bile onu koltuğunda tutamamıştı. Bugün ise Vassell, klüp tarafından parası ödenmediği için otelden kovulmuş, sonra başkana ulaşamayıp kendi imkanları ile başka bir otele geçmiş. Gerçekten Türk futbolu için dramatik olaylar. Devre arasında Vassell'de yolcu gibi görünüyor, bu olaylardan sonra memleketini özlemiştir sanırım...Ankaragücü ise Ersun Yanal ile anlaşmış devre arasında o da gider 2. yarıya Hakan Kutlu ile başlarlar bir dahaki sezon Hikmet Karaman veya Yılmaz Vural ile tekrardan sezona başlarlar artık.

10 Kasım 2009 Salı

Robert Enke Vefat Etti !

Bir zamanlar Barcelona ve Fenerbahçe forması giyen Alman kaleci Robert Enke'nin öldüğü haberi ajanslara düştü. Tren yolunda vefat eden Enke'nin intihar edebileceği düşünülüyor. 8 aylık bir bebeği olan Enke eceliylemi öldü yoksa intiharmı etti Alman polisi bunu araştırıyor. Başarılı bir kaleci iyi bir evliliği ve 8 aylık bir bebeği varken neden intihar edildiği bilinmez ama ben duyunca şok oldum. Allah yakınlarına sabır versin... Bu durumlarda da insana söylencek pek bir şeyde kalmıyor.

Re-Turn

"Küçük Ronaldo" Ronaldinho bu sıralar uzun süreden sonra sevenlerini ve Milan tarafatarlarını mutlu etmeye başladı. Geçen sezon çok gösterişli, büyük umutlarla transfer edilen Brezilya'lı geçen sezon bir iki maç hariç genel düşüşünü devam ettirdi. Geçen sezon Milan içinde bir hayal kırıklığı ile tamamlandıktan sonra ve Kaka'nın takımndan ayrılması ile birlikte herkez gibi bende bu Milan ne yapıcak sorusu oldu. Bu sezonda kötü başlamıştı ve Şampiyonlar Ligi'nde de Zürih mağlübiyeti bazı şeylerin yolunda gitmediğinin göstergesiydi. Roma maçı gelip çattığında daha dakikalar 3'ü gösteriyor ve Jeremy Menez golü ve Roma 1-0 öne geçiyor Milano deplasmanında. Herkez 56. dakikaya kadar aynı şeyi düşünüyor Milan bu yıl yine aynı ! Ronaldinho'nun penaltı golü ve 67. dakika da Pato'ya yaptığı güzel asist ve 2-1 öne geçip galibiyetin gelmesi. Bu maç sonrası Milan bir seriye başladı, Seri A ve Şampiyonlar Lig'in de 7 maçtır yenilmiyorlar, çoğu golün arkasında ise Ronaldinho imzası vardı. Ronaldinho'yu böyle görmeyi gerçektende özlemişiz. Her yükselişin bir düşüşü olur ama her düşüşünde bir yükselişi olmalıdır, en azından bu dünyaca ünlü yıldızlar için olmak mecbureytindedir. Bilinmez belkide yaklaşan Dünya Kupa'sı için böyle oynayabilir de. Dunga'nın gözüne girebilmek için, geçen seneyide dinlenme seneside görmüş olabilir. Anelka'nın Fenerbahçe'ye geldiği zamanda bu öngörü vardı, "dinlenmek" için geldi. Ama şu anda Roni formunun zirvesinde ve dahada üstüne katarak onu yazın Afrika'da görmek isteriz. Adriano ve Ronaldo'nun da ülkelerinde düzenli olarak oynadığını varsayarsak, Ronaldo biraz zor gözüksede yaza kadar iyi çalışırlarsa Adriano ve Ronaldinho'yu yazın Afrika'da görebilme ihtimalimiz yüksek olabilir...

Takımın Menfaati İçin

Dünkü oynanan maçta Liverpool Birmingham ile 2-2 berabere kaldı 1-0 öne geçen kırmızılar ne olduğunu anlamadan 2-1 geriye düştü ve devre böyle bitti. 43. dakikada sakatlanan Riera yerine giren Gerrard oyunu ciddi bir şekilde haraketlendirdi. Ama maçın asıl kahramanı vardı o da N'Gog 1 gol attı 1 gol yaptırdı penaltı ile fakat böyle penaltı Türkiye'de çalınsa "eyyamcı hakem, anadolu takımlarını eziyorlar" vs..vs.. bir sürü kalıplar giydirirdik nasıl olsa bunları çok seviyoruz. Ama böyle haraketler yapan oyunculara ağzımızı açıp birşey demiyoruz. Çünkü biz futbolu değil kazanmayı seviyoruz. Olayın N'Gog yönü ise takımına 1 puan getirdi fakat her ne olursa olsun İngiliz futbol severler bu tip oyunculara pek sempatik davranmazlar geçenlerde Arsenal'li Eduardo'ya verilen bir ceza vardı ama o ceza kalktı sanırım. Bu yaptığı haraket sonunda umarım bu çocuğu harcamazlar çünkü gerçekten müthiş bir yetenek. 3 hafta sonra Everton derbisi var Goodison Park'da oynanacak maçta sağlam bir tepki toplar diye düşünüyorum. Yolu açık olsun Ada'dan ayrılcak ise gelsin bizim ligimize biz ona güzel şekilde kucak açarız, nasıl olsa böyle modeller bizde çokça fazla...

1881 - ∞

9 Kasım 2009 Pazartesi

Basın !

"Basın yalan yazıyor, şampiyon olmayınca" tarzında bir yorumla yazıma başlıyacağım fakat çok klasik olcak. Hangi gazeteye baksam hangi kanalı açsam. Adnan Polat, Arda'ya ne dedi. Rijkaard bugün ne giydi. Arda, Louis Vuitton ayakkabıları ne yaptı. Futbol açısından batırmaya yaklaştılar, psikolejik olarakta insanlarla oynuyorlar. "Çeşitli yazarlar" Arda için psikolejik destek alması gerektiğini söylüyorlar ama bilmiyorlarki asıl problemli olanlar kendileri, bir ara kendi beyinlerine baktırsalar çok daha faydalı olur insanlık için. Bir insana da bu kadar yüklenilmez ayıptır bu Rijkaard'da insan Adnan Polat'da insan Arda'da insan. Zamanında bu Tugay'a çok yapıldı şimdi ise Arda'ya yapılıyor. Umuyorum ikisinin kariyeri birbirine benzer bu "gerizekalı kafalı" insanlar kimin hakkında nasıl konuşutuğunu daha iyi anlar !

1 Gün 3 Maç

Diyarbakırspor 1 - 2 Galatasaray

Chelsea 1 - 0 Man. Utd.

OL 5 - 5 OM

Cuma gününden gripe yakalanınca haftasonu için evde oturmaktan başka pek bir ihtimal kalmıyor. İyiki de hasta olmuşum diyorum pazar günü 2 mükemmel maç izledim biri Fransa'dan biri İnglitere'den. Chelsea maçını izlerken çok ciddi bir şekilde nefes almakta zorluk çektim bu nasıl bir tempodur bu nasıl bir enerjidir. Bu maç biter bitmez Galatasaray maçını açtım ve film orda koptu diyebiliriz, atmosfer ve futbol açısından büyük farklar vardı gerçi oyuncu kalitesinin de bunla ilgisi var, Gökhan Zan-Terry ve Essin-Ayhan eşleştirmesi yapmak biraz futbol adına saçma olur. Sezon başında alınan sansasyonel sonuç ve oyun Rijkaard ve Neskeens'si oldukça sevmemiz için geçerli bir nedendi. Ama böyle bir galibiyet alıncaksa orda 2 - 1 Diyarbakırspor yenseydi şu anki duygularımda bi değişklik yapmaz. Geçen hafta ortasında Rijkaard "Herkez Barış ve Topal'ı örnek alsın, yedek kalmayı sorun etmediler çalıştılar ve formayı kaptılar" dedi, dedi de Barış'ın yaptığı akıl almaz o kadar adam arasından cezalılar sakatlar derken yer bulmuşsun ve sarı kart olduğunu bile bile elini topa uzatıyorsun. Umuyorumki ortasahadaki yerini tekrardan alır, çünkü Barış beğendiğim bir oyuncu her ne kadar teknik açıdan boyundan büyük işler yapmaya çalışıp her zaman tepki toplasada enerjisi ile takıma ayrı bir hava katıyor, kaldı ki Sabri'ye yıllardır katlanıyor bu taraftar. Barış'a da biraz zaman tanımak lazım. Sanıyorumki Barış'ın atılması yüzünden olsa gerek Elano 86'da oyuna girdi, normal oyun düzenin de 70 civarlarında oyuna gireceğini sanıyordum ama 10 kişi kalmak bunu biraz rötarlı oldu. Çoğu insanda Elano'yu tartışıyor. Herkezin bildiği gibi ama kimsenin umursamadığı uyum sorunu var. Hayatında ilk defa gördüğün insanlar ile futbol oynuyorsun ve senden performans beklemek için biraz aceleci olabiliyor. Bunun en yakın örneği Deivid'dir ilk geldiği sezon çok az oynadı fakat ikinci sezonda Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde ki başarısının baş mimarıydı, bu sıralar TV izlemez ise Galatasaray ekip olarak "sözde sıkıntılı" dönemi çok rahat aşıcaktır. Jupp Derwall bir takım bir sezon boyunca her zaman zirvede olamaz, böyle olursada fizik kurallarına aykırıdır gibisinden bir sözü vardı bende buna yoruyorum şu anda oynanan futbolu...

3 Kasım 2009 Salı

Sabri Sarıoğlu &Şut Sendromu

''Şut çekersiniz, top gol olabilir, dışarı gidebilir ya da kaleci kurtarabilir. Yani atak biter. İnsanlarda bunun hayal kırıklığı yaşanıyor. Futbol sonuç oyunudur ve şut çekmezsiniz gol olmaz. Denemek lazım. 10 şut çekersiniz, dokuzu dışarı gider, biri gol olur ve o gol maçta size galibiyeti getirir. Futbolcu, topu müsait pozisyondaki arkadaşına vermek yerine kaleye şut çekebilir. Bunun yanlış tercih olduğu top kaleye girmeyince ortaya çıkar. Kısaca şut imkanı yakalanmışsa futbolcu vurmalı''

Teksas'lı Minibüs




Çekim pek iyi değil ama Bursaspor sevdasını çok güzel dile getirmiş minibüs sahibi.Benzeri de şuradaydı.

2 Kasım 2009 Pazartesi

Katalonya Teknik Direktörü

Johan Cruyff

Efsane Barcelona'daki görevinden 13 yıl sonra tekrardan görev başına geçmiş.Bu işten para almıyacağı açıklanmış.Sadece Johan Cruyff vakfına destek verilcekmiş.

*Katalan milli takımı hiçbir resmi nitelik taşımadan diğer milli takımlarla ve bazı özerk diğer bölegelerle maçlar organize ediyor.