15 Ağustos 2012 Çarşamba

Karakter vs. Yetenek



 Geçmişte, bugün ve gecekte sırf karakeri yüzünden yeteneğinin hak ettiği yerlerde olamayan/olamayacak onlarca futbolcu var futbol tarihinde. Hepinizin aklına gelir bir kaç isim. Tabi yetenekleri sınırlı olmasına rağmen mükemmel karakteriyle hem taraftarların hem de antrenörlerin değişmezi olan oyuncular da var ama bugün konumuz o değil.

 Konumuz İbrahimoviç bugün. Şu an büyük ihtimalle dünya üzerindeki yeteneği ve karakteri arasındaki ters orantısı en yüksek olan oyuncu İbrahimoviç. Aynı zamanda da "saf forvet" olarak da neredeyse herkes tarafından en iyisi veya en iyi iki üç forvetten biri olarak gösteriliyor. Saf forvet dedim çünkü artık Messi ve Ronaldo da forvet olarak sayılıyor ama onların kariyer gelişimlerini hepimiz biliyoruz. Neyse İbrahimoviç'e dönecek olursak, onun açısından bu yetenek-karakter arasındaki açıklık daha iyi çünkü o kadar büyük yetenek ki çoğu kulüp onu takımına katabilmek için karakterini umursamadan dünyanın parasını verir ki beş senedir olan da bu.



Kısaca kariyerine bakacak olursak 99' da Malmö'yle başlayıp ardından sırasıyla; Ajax, Juventus, İnter, Barcelona, Milan ve şimdi de PSG için atıyor gollerini. İlk transferi 8 milyon € karşılığında Ajax'a, ikincisi 16 milyon € karşılığında Juventus'a, üçüncüsü Juvenin küme düşmesiyle birlikte 24 milyon €'ya İnter'e; dördüncüsü Samuel Eto'o + 46 milyon €(YUH!) karşılığında Barcelonaya; beşinci transfer ise Guardiola'yla da anlaşamadıktan sonra tekrar Serie A yolunu tutarken 24 milyon € bonservis bedeli ödeyen Milan'a oldu; son transferi ise geçtiğimiz günlerde kesin bi rakam olmasa da yine yaklaşık 35 milyon €'ya PSG'ye oldu.

13 senede yaptığı transferler bunlar. Bonservisine toplam 191 milyon dolar ödendiği söyleniyor. Tabi hepsi keş para değil ama olsun yine de tarihin en yüksek rakamı ona ait. 191 milyon çok büyük bir rakam ama başta da dediğim gibi yetenek o kadar yüksek olunca ve 2004ten bu yana sadece bu sezon Milan forması giyerken şampiyon olmamamış bir adamdan bahsediyoruz. 5 farklı takımla 8 kere üst üste şampiyonluk. İsveçli olmasından dolayı Dünya Kupası'nı kazanma ihtimali olmadığını düşünürsek tek eksiği Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu. Belki onu da ilk maçında iki gol atarak takımı ipten aldığı PSG'de kazanır kim bilir?

3 Ağustos 2012 Cuma

Balzaretti Sarı-Kırmızı


Balzaretti sarı kırmızı oldu ancak benim hayalimdeki sarı kırmızı Galatasaray'dı kendisi için. Özellikle Avrupa Şampiyonası'nda gösterdiği performansla İtalya defansına önemli katkıda bulunmuştu. İzlerken içimden geçiriyordum Galatasaray'a gelse ne güzel olur diye ama o diğer takımım Roma'ya transfer oldu. Jose Angel'in yerine çok yerinde bir transfer. Savunmadaki kaliteyi birkaç kademe daha yukarı taşır Balzaretti. Bonservisi için 4,5 milyon euro ödendi.