23 Şubat 2014 Pazar

Avrupa Şampiyonası Elemelerinden Notlar



-İtalya elemelerde 20 maçtır yenilmiyor. Onu Yunanistan 18 maçla takip ediyor.

-Elemeler tarihinin en golcü oyuncusu 19 golle Kral Hakan Şükür. Jan Koller 18, Davor Suker ise 17 gol kaydetti.

-En çok gol yiyen takım 276 golle Lüksemburg.

-En çok gol atan takım 260 golle İspanya. İkinci sırada Hollanda var 233 golle.

-Cebelitarık elemelerde ilk defa boy gösterecek.

-5 ekip elemelerdeki bütün maçlarını kazandı bu zamana kadar: Fransa(1992,2004), Çek Cumhuriyeti (2000), Almanya (2012), İspanya (2012)

-Elemelerde yer alan en yaşlı futbolcu Dino Zoff (41 yaş 90 gün). En genci ise Sigurdur Jonsson (16 yaş 251 gün)

-En genç gol atan oyuncu Gareth Bale (17 yaş 83 gün). En yaşlısı Jari Litmanen (39 yaş 270 gün)


Euro 2016 A Grubu


Türk milli takımının son halini düşününce çok iyi bir kura olduğunu söyleyemem. Ancak diğer gruplardan hangisine koyarsam koyayım Türkiye'yi yine aynı düşüncede oluyorum. İlk 4 sıradaki takımla Fransa'da aynı grupta olsaydık eğer çok daha başarılı olacağımıza eminim. Ama elemelerde iş değişiyor bizim takımda maalesef.

Burası Anoeta...


Sociedad, Barcelona'ya karşı son 5 iç saha maçında rakibinin adeta kabusu oldu. Bu 5 maçtan 3 galibiyet 2 beraberlik çıkartmayı başardı Bask ekibi.

22.02.2014MSR.Sociedad 3 - 1 Barcelona
12.02.2014MSR.Sociedad 1 - 1 Barcelona
19.01.2013MSR.Sociedad 3 - 2Barcelona
10.09.2011MSR.Sociedad 2 - 2 Barcelona
30.04.2011MSR.Sociedad 2 - 1 Barcelona

Kartal Avcısı


Sene başında Slaven Bilic'le lige fırtına gibi başlayan Beşiktaş... Beşinci hafta Olimpiyat Stadı'nda galip gelirse herkesin alıp yürüyeceğini düşündüğü bir Beşiktaş... Seri bozan bir Galatasaray.

İkinci yarıya aynı şekilde toparlanıp flaş bir şekilde başlayan Beşiktaş... Tekrardan şampiyonluk kelimesini zikreden bir Beşiktaş... Sonuç yine aynı!

22 Şubat 2014 Cumartesi

Maç Sonu: Galatasaray 1-0 Beşiktaş


Maç öncesi kaybedersek şampiyonluğun hatta ikinciliğin bile hayal olacağını düşündüğüm bir maçtı bu. Bu sene takımın hem deplasman karnesi, hem takımdaki ve taraftardaki o kırılgan hava beni  böyle düşünmeye sevk etmişti. Tabi birde bu mağlubiyetten Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin bulacağı moral ve kazanacağı ivme de cabası. Ancak çizdiğim bu senaryo gerçek olmadı. Mancini'nin Galatasaray'ı vasat oynadığı bir derbi maçını kazanması bildi ve yoluna devam ediyor.

Yukarıdaki Mancini'nin Galatasaray'ı tabirini biraz açmak istiyorum. Bu Galatasaray'da bekler ve merkezi orta sahadaki bir oyuncu formdaysa eğer o takımın yenilme şansı çok az. Diğer oyuncuları inanılmaz rahatlatıyor bahsettiğim 3 oyuncunun performansı. Bugün Telles,Veysel ve Melo bunu sağlayan 3'lüydü. Bu 3'lünün bu performansı 90 dakika bahsettiğim seviyede değildi tabi ki ama kalan dakikalarda da "İtalyan İşi" bir tarzla oyunu idare etmesini bildi Galatasaray.

Özellikle Burak ve Drogba'nın bir türlü ritim bulamaması maçın bu kadar rölanti gitmesine sebep oldu diyebilirim. Bu ritimsizlik TT Arena'da telafi edilebiliyor haftalardır gördüğümüz gibi. Ancak deplasman maçlarında çok daha fazla göze batıyor ve sonuçlara etki ediyor bu sorun.O bahsettiğim 3'lünün yanına en az 2 oyuncu daha eklenmeli ki Galatasaray deplasman maçlarında da sonuca gidebilsin.

Beşiktaş maçı üzerinden genel yorumlar yapıyorum biraz ama sezonun özeti biraz da bu maç. Bu oyunla Arena'da en kötü berabere kalır Galatasaray geri kalan maçlarda. Deplasmanda ise alacağı en iyi skor olur beraberlik.

Bu yeni sistem beni ümitlendiriyor açıkçası. Bu sene şampiyonluk için biraz geç kalınmış olabilir belki ama önümüzdeki seneler için sabırlı olunursa şayet Mancini'nin kafasındaki takımı sahada başarıyla göreceğimizi düşünüyorum.